Ana içeriğe atla

Ne Kadar?


Ne Kadar ?

Ne kadar değiştirebilir bir insan hayatını bir kadın? Kelimelerle oluşan cümleler yeter miydi anlatmaya? Yoksa ilahi bir güç mü lazımdır…

Hayatımda giren bir kadın, bir insan, bir yüce güç. Tüm düzenimi yeniden kurup bana tam anlamıyla istediğim hayatı sunmak için gelmişti. İsmi İkra, Dünya’nın belki de nefes alan her şeyin en güzeliydi benim için. Gülüşü içime huzur dolduran, kokusu başımı döndüren, gözleri resmen içimi delip geçen bir nur tanesi gibiydi. Güzelliğini anlatmaya asla ama asla bir insan kalemi yetmez fakat belki biraz da olsa hissettirmek için yazıyorum bunları.

Bir gece vakti boş boş bakınırken gördüm içinden akan kederi. Ona yardım etmek için uzattığım eli öyle güzel tuttu ki, bir an olsun bırakmak gelmedi içimden. İçinden akan karanlığın nehiriydi, her tarafında solmuş güller, ölmüş balıklar, bitmiş hayatlar. Ama biliyordum, hissediyordum daha doğrusu içinde bir yerlerde mükemmel bir ışık, harika bir insan olduğunu. Dışına da vuruyordu bazen kalbinin güzelliği. Gülüşüne mesela, asla anlatamam. Yaşanmadan bilinmesi imkansız bir güzellik…

Uzun süre uğraştım içine girmek için. O kadar güçlü, o kadar kendine güvenen birisiydi ki onu açmak imkansız gibiydi. Çok fazla çabaladım. Sonunda biraz biraz dökülmeye başlamıştı. Birbirimize duyduğumuz güven, sevgi, inanç aslında bir aşkın giriş yolu gibiydi. İkimiz de fark etmiştik aramızda bir şeyler olduğunu. Bozuntuya vermeden beklediğimiz adımı dayanamayarak ben attım. Kabul gördü.

İlk buluşmamız çok manidardı. Birisini kaybettiği gün başka birisini kazanmıştı. Aslında ilk gün karşımda böyle birisini beklemiyordum desem yalan olmaz. Ama fotoğraflarından daha güzeldi. Gözlerini gördüğümde gözlerim dolmuştu mutluluktan, fark edilir mi bilmem…

Kaşları ayrı bir Dünya idi adeta. Bazen sırf tekrar tekrar aşık olmak için onu sinirlendirip kaşlarını çatmasını beklerdim, onu öyle görmek hayatımın en güzel anlarını geçirmeme vesile olurdu. Çok mutluydum, hayatımda hiç hissetmediğim kadar huzurlu. Onun yanındayken hiç bir şey asla ama asla umurumda olmuyordu. Dünya yıkılsa tek derdim elini bir saniye olsun fazla tutabilmek olurdu.

Hayatım çok güzeldi, en azından benim hayatım. Onu yeşertmeye geldiğimi unutup kendim çiçek açtığımda onu görmezden geldiğimi fark edemedim bile. Kendim günden güne iyileşirken canımdan çok değer verdiğimi öldürdüm oysa. Tek çare uzak durmaktı, daha fazla kıyamazdım ona.

Uzun zaman geçti şimdi, sadece iki insan olarak geçirdiğimiz. Birbirimize saygıdan bir şey kaybettik mi? Sanmam. Ama bana karşı sevginden bir parça kaldı mı? Galiba cevap aynı…

Şimdi tek umudum, mutlu bir hayatın peşinden koşman, o güzel kaşlarını asla çatmayıp her zorluğa karşı gülmen. Sen her zaman benim kalbimde bir küçük kız evladı, bir büyük anne, bir değer, bir aşk olarak kalacaksın. Sendeki yerimin hep aynı kalması dileğiyle...

Yorumlar

Çok okunanlar...

Henüz Ölmemişken

Henüz ölmemişken diye başladı yazısına, bir şeyler daha bırakmak istiyordu bu dünyaya. Kanser olduğunu öğrendiğinden itibaren karamsar bir halde oturup vahlanmak yerine tüm hayatı boyunca yazdığı eserlerin neredeyse iki katını yazmıştı. Yazmaya da devam ediyordu asla öleceğine inanmayan yazar. Daha yeni doğan bir bebekken başladı sancılarım diye devam etti. Haklıydı. Henüz yeni doğmuşken garip hastalıklar peşini bırakmıyor, hastane ona hapis oluyordu adeta. Geçmişine dair pek bir anı hatırlamayan yazar hastanenin her köşesini, her bakıcısını adeta ezbere biliyordu. Yattığı odayı, alamadığı nefesi, tüm dünyası olan oyuncaklarını… Yazar devam etti. Böyle gelip geçti seneler, ben dünyadan habersiz. Bağlamışlar her yerime kabloları, kelepçe gibi fakat hayatta kalmayı istediğimden şüpheliyim diyordu. O zamanlardan gördüğünü hissediyordu acıyı. Her seferinde ziyaretine gelen dedesinin ağlamalarından anlamıştı çok yaşamayacağını. Buna rağmen inat ettim ya, etmez olaydım. Şimdiye kadar bir şe

Son Bir Şiir

Sevgilim, sevgim, sevincim, sevdiğim… Tüm gece ciğerlerime dolar gibi sıkışıyor göğsüm. Fabrika bacalarından çıkan tüm dumanları soluyorum sanki. O siyah renkli, içinde şimşekler kaçan bulutlar gitmiyor başımdan. Bir saniye olsun rahat nefes alamaz oldum artık. Her an ciğerlerimde bir ağrı, kalbimde bir sızı. Ölüp bırakmak istiyorum her şeyi. Diğer dünyadan benim için üzülecek bir kaç insanı izlemek istiyorum. Zor geliyorken sensiz yaşamak, seninle yaşamaktan da nefret ediyorum. Canımı yakıyorken seni sevmek, bir yanım senden hala vazgeçemiyor. Ne kadar kızsam da kendime bir faydasını görmedim henüz. Senden kaçıp kurtulmak istiyorum artık. Canımı yakmana izin veremem, vermemeliyim. Bundan çok sıkıldım biliyor musun? Sürekli kafamın içinde olmandan bıktım. Ben seni sevmiyorum. Artık sevmiyorum. Lütfen git artık. Bir hafıza kaybı yaşamayı bile göze alıyorum seni nasıl sevdiğimi, beni nasıl sevdiğini, sana olan aşkımı unutmak için. Her geçen gün artan bu yorgunluk ve bitkinlik senin

Kirli Sokaklar

"Sokakta parçalanmaya mahkum bırakılmış birkaç hayat." Bunları yazmayı ben istemedim, bunları yazmaya beni Sokaklar zorladı. Bugün 14 Şubat 2021; Adım Jeff, Bugün 21 yaşındayım. Ölümümün üzerinden 3 sene geçti, cesedim hala soğuk sularda. Artık eskisi gibi mülteciler gelmiyor yanıma. Onları buldunuz, BENİ DE BULUN. Bugün 18 Kasım 2017; Bir hayalim daha yeşeremeden soldu günlük. Bu hayal bir futbol maçı veya başlayamayan bir aşk değil, bu hayatım olmasını istediğim müzik. Daha yeni başlamışken uğraşmaya bir araba kazasında bütün hayallerimin bitebileceği aklıma gelmemişti. Belki bir ilki başarabilirim ama bu işi dilsiz olarak yapmak olanaksız görünüyor. Babamı kazada kaybettikten sonra annemin yanına gittim. İlk defa onu bu kadar mutlu görmüştüm. Benim gelmeme miydi bu sevince yoksa babamın gitmesine mi anlayamamakla beraber hızlıca odama taşındım. Alışmamın zor olacağı şeyler belliydi, yeni bir okul, yeni bir hayat, yeni bir düzen ama alışmaktan asla