Ana içeriğe atla

Kirli Sokaklar

"Sokakta parçalanmaya mahkum bırakılmış birkaç hayat."

Bunları yazmayı ben istemedim, bunları yazmaya beni Sokaklar zorladı.

Bugün 14 Şubat 2021;

Adım Jeff, Bugün 21 yaşındayım. Ölümümün üzerinden 3 sene geçti, cesedim hala soğuk sularda. Artık eskisi gibi mülteciler gelmiyor yanıma. Onları buldunuz, BENİ DE BULUN.

Bugün 18 Kasım 2017;

Bir hayalim daha yeşeremeden soldu günlük. Bu hayal bir futbol maçı veya başlayamayan bir aşk değil, bu hayatım olmasını istediğim müzik. Daha yeni başlamışken uğraşmaya bir araba kazasında bütün hayallerimin bitebileceği aklıma gelmemişti. Belki bir ilki başarabilirim ama bu işi dilsiz olarak yapmak olanaksız görünüyor.

Babamı kazada kaybettikten sonra annemin yanına gittim. İlk defa onu bu kadar mutlu görmüştüm. Benim gelmeme miydi bu sevince yoksa babamın gitmesine mi anlayamamakla beraber hızlıca odama taşındım. Alışmamın zor olacağı şeyler belliydi, yeni bir okul, yeni bir hayat, yeni bir düzen ama alışmaktan asla korkmadığım tek şey sokak ve insanları.

Gelmemin üzerinden henüz 2 gün geçti. Düşündüğüm gibi alışmak fazla zor olmadı. Her sokakta olduğu gibi burada da kendime benzeyen bağımlı psikopat gençler bulabilmiştim. Tam olarak denk geldi bile diyebilirim, etrafım pislik ve hırsızlarla doluydu, ısınmak zor olmadı. Kendime ait bir grup bulmuştum, beni seven arkadaşlarım gelmemin şerefine evin iki sokak aşağısında bulunan Tekeli soymanın hoş olabileceğini söylediler. Bu işten beni kimse alıkoyamazdı, hem onlara kendimi ispatlamak için için bir fırsat hem de güzel bir malzeme elime geçmişti. Tek isteğim biraz eğlenmekti, evden atılmaya kadar gidebilecek bir sonuç doğuracağını düşünmemiştim. Annem, galiba artık bir annemde yoktu. Zamanla o da alışır diyerek kendimi biraz olsun yatıştırmak için bir sakinleştirici daha içip ölüme bir adım daha koştum.

Bugün 21 Aralık 2017, Gece Saat 03:47
İşi biraz büyütmüştük. Artık sadece tekellerden içki kaçırmak yerine gözlerimiz direkt para dolu kasalara dikmiştik. Bu sefer aklımızda "6126" market vardı. Son zamanlarda reklamları tüm televizyonları saran bu marketler zinciri sokağımda da iş yapmaktaydı. Oradan büyük bir gelir elde edebileceğimizi düşündük. Keşke düşünmeseydik.

Plan yoktu, tek planımız buydu. Maskeleri takıp kameralara ve alarmlara aldırmadan tüm kasayı
sadece 47 saniyede boşaltmıştık. Tüm parayı Y.A. ofisine götürdükten sonra tek korkum yakalanmak değildi, aramızdaki bazı Dominant beyler para paylaşımında sıkıntı çıkarabilirlerdi. Ama şimdilik sadece ortalık sakinleşene kadar burada bir olarak kalmayı umut ediyorduk.

Bugün 14 Ocak 2018;

Y.A. ofisinde zaman su gibi akıp gitmişti hala haberlerde soygun ile ilgili en ufak bir haber dahi duymamıştık ama bizi asıl sevindiren olay henüz paranın bir lirasına bile dokunmamış olmamızdı. Sabah parayı bölmek için kalktığımızda parada tamı tamına 3 bin lira eksik çıkmıştı. Kimsenin umursamayışı şüphelendiğim kişi Dominant beyi daha fazla rahat ettirdi diye düşündüm. Umarım buna alışmaz.

Bugün 10 Şubat 2018;

Kısa bir ömrüm kaldığının farkına varmam imkansızdı. Bilinçsizce yaşamaya devam etmekteydim. Grup içerisinde Lider seçimi yapmaya karar verildi. Herkesin kendi başına işler yapması herkesi riske sokmaktaydı ve para suyunu iyice çekmişti. Bize sağlam bir iş gerekiyordu.

Lider seçimini kaybedeceğini gayet iyi anlayan Dominant bey bu seçimi ertelemek için elinden geleni yapmıştı, sonunda ise yarınki soygunu bahane ederek soygundan sonra ertelemek için herkes ikna etti. Soygundan sonra Lider seçilecek ve parayı dağıtacaktı.

Bugün 11 Şubat 2018 Soygun Günü;

Bu bizim son işimiz olabilirdi. Üyelerin çoğu bu işten sonra yurt dışı düşündüklerini söyledi. Kalanlar ise grup ismini devam ettirip işlerinde burada devam edeceklerini.

Güvenlikle  anlaşmak kolay oldu, payını almak için bize anahtarları verecekti. Tüm anahtarlardan ikişer tane çıkartmıştık. Yanımızda silahlarımızda vardı, bu sefer planımızın olmamasının plan olması saçma olurdu, riske edemezdik.

Gece saat 1 sularında her şey hazırdı. Alarmlar ve kameralar kapalı, güvenlik firarda, kapılar ardına dek açık. Hayatımızda en çok korktuğumuz işin bu kadar basit olması beni korkutmuştu. Güvenlik nerdeyse işin tamamını halletmiş bize sadece iz bırakmadan tüm paraları alıp çıkmak kalmıştı. Ne yazık ki bu işi yapabilecek kadar profesyoneldik. Tüm parayı Y.A. ofisine taşıdıktan sonra paylaşmak için Lider seçiminin olacağı günü iple çekmekteydik.

Bugün 13 Şubat 2018;

Bazı Dominant beylere rağmen seçimi sonunda yapabilmiştik ve seçilen olmuştum. Parayı 14 Şubatta dağıtma kararı aldım ve geceyi Dominant beyin gözlerinden fışkıran ölüm dolu bakışlarla bitirdim.

Bugün 14 Şubat 2018, Ölüm Kalım Günü;

Sabah herkes dinç bir şekilde mutlulukla uyanmıştı ben ise helallik istemeye gittiğim evden kovularak gelmiştim. Parayı herkese eşit bir şekilde paylaştıktan sonra yurt dışı biletimi alıp geceyi beklemeye başladım. Uçağımın kalkmasına 3 saatten az bir süre kalmıştı. Uykumdan gelen aramayla uyandım, DOMİNANT BEY.

Bana annemin elinde olduğunu eğer aklım varsa paralarla beraber Y.A. ofisine gelmemi söyledi. Nutkum tutulmuştu ne yapabileceğimi bilmemekle beraber o an annemi kontrol etmek bile aklımda gelmemişti. Paradan geriye 100.000 lira bırakarak geri kalanın hepsini bir çantaya yığdım ve Y.A. ofisine gittim. Ordaydı, benim odamda koltuğumun başında, koltukta ise her yeri bezlerle kapatılmış insana benzeyen bir şey vardı. Parayı getirdiğimi annemi alıp gideceğimi söyledim, daha doğrusu söylemek istedim, henüz cümlemin yarısında kalbime giren kurşunu hissetmiştim. O anda bir acıyla yere yığıldım bir bağırma sesi geldi ve ardından gözlerim kapandı. Gözlerim kapandıktan sonra olayları daha net görmeye, duymaya başladım. Demek ki insanlar öldükten sonra böyle oluyormuş. Saatlerce kaldığım araba bagajından bir deniz sularıyla bir uçurum kenarında çıkarıldım. Beni uçurumun dibine kadar getirdi, atmak için hazırlandığında ağzından birkaç cümle düştü, "Keşke yapmasaydık, keşke en başından seni gruba almasaydık, seni öldürmekle geleceğin en iyi işçilerinden birisin yok ettim. Ama burası benim sokağımdı ve sen ona sahip olmaya çalıştın, kusura bakma". Bu cümleleri duyduktan sonra kendimi biraz olsun suçlu hissetmiştim. Denizin soğuk sularıyla vücudum buluştuğunda ise yerini kin kaplamıştı...

Şimdi söyleyin bana suçlu ben miyim ? Ben en başından beri sadece yaşamak istedim, sokaklarda yaşamak. Sokaklara bu kadar aşık iken beni öldürenin sokaklar olması hayatımda yediğim en büyük darbe olabilirdi.

"Unutmayın, mutlu son diye bir şey yoktur. Mutlu olan her ne olursa olsun sonu geldiğinde yerini hayal kırıklığına bırakır. Mutlu sonsuz düşünülebilirdi ve hatta fazlasıyla kişi bunu düşlemiştir lakin bu dünyada imkanı olan bir hayal değil

Yorumlar

Çok okunanlar...

Henüz Ölmemişken

Henüz ölmemişken diye başladı yazısına, bir şeyler daha bırakmak istiyordu bu dünyaya. Kanser olduğunu öğrendiğinden itibaren karamsar bir halde oturup vahlanmak yerine tüm hayatı boyunca yazdığı eserlerin neredeyse iki katını yazmıştı. Yazmaya da devam ediyordu asla öleceğine inanmayan yazar. Daha yeni doğan bir bebekken başladı sancılarım diye devam etti. Haklıydı. Henüz yeni doğmuşken garip hastalıklar peşini bırakmıyor, hastane ona hapis oluyordu adeta. Geçmişine dair pek bir anı hatırlamayan yazar hastanenin her köşesini, her bakıcısını adeta ezbere biliyordu. Yattığı odayı, alamadığı nefesi, tüm dünyası olan oyuncaklarını… Yazar devam etti. Böyle gelip geçti seneler, ben dünyadan habersiz. Bağlamışlar her yerime kabloları, kelepçe gibi fakat hayatta kalmayı istediğimden şüpheliyim diyordu. O zamanlardan gördüğünü hissediyordu acıyı. Her seferinde ziyaretine gelen dedesinin ağlamalarından anlamıştı çok yaşamayacağını. Buna rağmen inat ettim ya, etmez olaydım. Şimdiye kadar bir şe

Son Bir Şiir

Sevgilim, sevgim, sevincim, sevdiğim… Tüm gece ciğerlerime dolar gibi sıkışıyor göğsüm. Fabrika bacalarından çıkan tüm dumanları soluyorum sanki. O siyah renkli, içinde şimşekler kaçan bulutlar gitmiyor başımdan. Bir saniye olsun rahat nefes alamaz oldum artık. Her an ciğerlerimde bir ağrı, kalbimde bir sızı. Ölüp bırakmak istiyorum her şeyi. Diğer dünyadan benim için üzülecek bir kaç insanı izlemek istiyorum. Zor geliyorken sensiz yaşamak, seninle yaşamaktan da nefret ediyorum. Canımı yakıyorken seni sevmek, bir yanım senden hala vazgeçemiyor. Ne kadar kızsam da kendime bir faydasını görmedim henüz. Senden kaçıp kurtulmak istiyorum artık. Canımı yakmana izin veremem, vermemeliyim. Bundan çok sıkıldım biliyor musun? Sürekli kafamın içinde olmandan bıktım. Ben seni sevmiyorum. Artık sevmiyorum. Lütfen git artık. Bir hafıza kaybı yaşamayı bile göze alıyorum seni nasıl sevdiğimi, beni nasıl sevdiğini, sana olan aşkımı unutmak için. Her geçen gün artan bu yorgunluk ve bitkinlik senin