Ana içeriğe atla

Karanlık

 Hissettiğinden daha yakında her şey, gördüklerinden daha anlamlı. "Karanlık yoktur, ışığın yokluğu vardır." der ya o akıllı aptal, hayatımda mutsuzluk olmamış hiç bir zaman. Tüm Karanlığım senin ışığından mahrum kaldığım zindanmış. Yalancı çıktı bu gece çok inandığım filozoflar. "Mutluluğun özü" sende saklıymış...

"İnsan insanın kurdudur." demişler. Her şey bitip karanlığa gömüldüğümde, kendimi kemirmemden anlıyorum ki insan kendinin kurdudur sahi. Kafamda beni yiyip bitiren onlarca soru var. Asla cevaplayamıyorum hiç birini. Sağım solum kan revan bir kenara dursun, bu sorular kadar canımı yakan yok Dünyada...

Yıllardır hayalini kurduğum bir sabah var. En güzel sabah. Zifiri karanlıktan çıktığın o en güzel sabah. Her yanımda parlayan güneşin ışınları. Tüm odamı aydınlatan gökyüzü. Sanki tüm evren odamın her yerini kaplamış. Tüm karanlığından arınmış, yıldızlarıyla beni aydınlatıyor. O en güzel sabah, hiç bir şeyin mahrumiyetinin olmadığı. Öyle güzel bir sabah...

Bu hayata bir saç telinden bağlıyım. Tüm halatlardan, zincirlerden kuvvetli bir saç teli. "Eksiksiz adandığım", naif olduğu kadar güçlü olan bir bağ. Şimdi bu bağın tüm aydınlığı yaratan o güzel ruhu sarıp sarmalayıp yeniden evrene karanlığı getirmeyeceğinden nasıl emin olacağız? Belli ki olamayacağız... 


Yorumlar

Çok okunanlar...

Henüz Ölmemişken

Henüz ölmemişken diye başladı yazısına, bir şeyler daha bırakmak istiyordu bu dünyaya. Kanser olduğunu öğrendiğinden itibaren karamsar bir halde oturup vahlanmak yerine tüm hayatı boyunca yazdığı eserlerin neredeyse iki katını yazmıştı. Yazmaya da devam ediyordu asla öleceğine inanmayan yazar. Daha yeni doğan bir bebekken başladı sancılarım diye devam etti. Haklıydı. Henüz yeni doğmuşken garip hastalıklar peşini bırakmıyor, hastane ona hapis oluyordu adeta. Geçmişine dair pek bir anı hatırlamayan yazar hastanenin her köşesini, her bakıcısını adeta ezbere biliyordu. Yattığı odayı, alamadığı nefesi, tüm dünyası olan oyuncaklarını… Yazar devam etti. Böyle gelip geçti seneler, ben dünyadan habersiz. Bağlamışlar her yerime kabloları, kelepçe gibi fakat hayatta kalmayı istediğimden şüpheliyim diyordu. O zamanlardan gördüğünü hissediyordu acıyı. Her seferinde ziyaretine gelen dedesinin ağlamalarından anlamıştı çok yaşamayacağını. Buna rağmen inat ettim ya, etmez olaydım. Şimdiye kadar bir şe

Son Bir Şiir

Sevgilim, sevgim, sevincim, sevdiğim… Tüm gece ciğerlerime dolar gibi sıkışıyor göğsüm. Fabrika bacalarından çıkan tüm dumanları soluyorum sanki. O siyah renkli, içinde şimşekler kaçan bulutlar gitmiyor başımdan. Bir saniye olsun rahat nefes alamaz oldum artık. Her an ciğerlerimde bir ağrı, kalbimde bir sızı. Ölüp bırakmak istiyorum her şeyi. Diğer dünyadan benim için üzülecek bir kaç insanı izlemek istiyorum. Zor geliyorken sensiz yaşamak, seninle yaşamaktan da nefret ediyorum. Canımı yakıyorken seni sevmek, bir yanım senden hala vazgeçemiyor. Ne kadar kızsam da kendime bir faydasını görmedim henüz. Senden kaçıp kurtulmak istiyorum artık. Canımı yakmana izin veremem, vermemeliyim. Bundan çok sıkıldım biliyor musun? Sürekli kafamın içinde olmandan bıktım. Ben seni sevmiyorum. Artık sevmiyorum. Lütfen git artık. Bir hafıza kaybı yaşamayı bile göze alıyorum seni nasıl sevdiğimi, beni nasıl sevdiğini, sana olan aşkımı unutmak için. Her geçen gün artan bu yorgunluk ve bitkinlik senin

Kirli Sokaklar

"Sokakta parçalanmaya mahkum bırakılmış birkaç hayat." Bunları yazmayı ben istemedim, bunları yazmaya beni Sokaklar zorladı. Bugün 14 Şubat 2021; Adım Jeff, Bugün 21 yaşındayım. Ölümümün üzerinden 3 sene geçti, cesedim hala soğuk sularda. Artık eskisi gibi mülteciler gelmiyor yanıma. Onları buldunuz, BENİ DE BULUN. Bugün 18 Kasım 2017; Bir hayalim daha yeşeremeden soldu günlük. Bu hayal bir futbol maçı veya başlayamayan bir aşk değil, bu hayatım olmasını istediğim müzik. Daha yeni başlamışken uğraşmaya bir araba kazasında bütün hayallerimin bitebileceği aklıma gelmemişti. Belki bir ilki başarabilirim ama bu işi dilsiz olarak yapmak olanaksız görünüyor. Babamı kazada kaybettikten sonra annemin yanına gittim. İlk defa onu bu kadar mutlu görmüştüm. Benim gelmeme miydi bu sevince yoksa babamın gitmesine mi anlayamamakla beraber hızlıca odama taşındım. Alışmamın zor olacağı şeyler belliydi, yeni bir okul, yeni bir hayat, yeni bir düzen ama alışmaktan asla