“Arşa değer alnımız !
Kan bayrağa düşünce,
Şehit olmak farz olur !
Vatan elden gidince…”
Ölümsüzlük denildiğinde aklıma Kurtuluş savaşı gelir. Onlarca kayıp, onlarca Şehit. Ölüler mi ? Asla…
Uzun yıllardır ne yazık ki sömürülen bir devlet, milletiz.
Canlarımız gidiyor ve biz gün geçtikçe yozlaşıyoruz.
Günler geçtikçe Benliğimizi yitirip “Yanlış Batılılaşma” örneğini tam olarak yaşıyoruz.
Uzun zaman önce almıştık uyarıyı atalarımızdan, ozanlarımızdan.
Şimdi ise bir felaketi yaşayıp Türk Milletini yok ediyoruz.
Her gencin elinde, üstünde, içinde yabancı bayraklar.
Ana dili olan Türkçeyi yazmayı bırakın konuşmayı bile beceremeyen,
ne zaman çalışsa yabancı kelimeler kullanarak kendini üstün zanneden ahmaklar.
Özünü kaybeden bir gençlik yetişiyor. Dil, din, örf, adet ve ahlak kavramları zamanla yok
olmaya başladı ve kısa süre içinde tamamen bitti. Kendini metropol ilan eden büyük
şehirlerde gençlerimizin hali ne yazık ki bu. Bu olaylar aklı başında olan her Türkün
canını yakar fakat asıl can alıcı olay şu ki artık Şehitlerimiz, ölümsüzlerimiz, diğer dünyadaki
neferlerimiz bile bir tartışma, bir prim konusu oldu. Televizyonlarda çıkıp 1
dakikada anlatılan ve umursanmayan onlarca Şehidimizden bahsetmiyorum.
Gülerek, televizyon kanalları izlerken herkes evinde bizim için Doğuda Şehit olan
askerlerimizi sadece duyarlı gözükmek için paylaşan insanları anlatıyorum. Bugüne
kadar sizin için kaç kişi ölümü göze aldı? Cevabının 0 olduğuna eminim. Askerlerimiz
orada biz, devletimiz, milletimiz, tarihimiz, şanımız ve topraklarımız için canını feda ederken,
bizler bir kere bile onlara bir el kaldırıp dua etme çabasında bulunmuyoruz.
Geç farkına varmak, farkına varmamaktan iyidir. Kaç kere gittiniz bir şehitliğe,
kaç kere bağırdınız bir şehidimiz için, kaç kere açtınız ellerinizi Tanrıya sizin için
canını feda eden o adamlar adına. Bu sayılar onları, yüzleri geçmeli. Şehitlik kavramı
her şeyden yücedir. Ölümsüz olduklarını unutmadan davranalım. Türkiye Devletinin
bayrağında bir damla kanı olan şehit, bizim için her gün anılması gereken insandır.
Canlarımız gidiyor ve biz gün geçtikçe yozlaşıyoruz.
Günler geçtikçe Benliğimizi yitirip “Yanlış Batılılaşma” örneğini tam olarak yaşıyoruz.
Uzun zaman önce almıştık uyarıyı atalarımızdan, ozanlarımızdan.
Şimdi ise bir felaketi yaşayıp Türk Milletini yok ediyoruz.
Her gencin elinde, üstünde, içinde yabancı bayraklar.
Ana dili olan Türkçeyi yazmayı bırakın konuşmayı bile beceremeyen,
ne zaman çalışsa yabancı kelimeler kullanarak kendini üstün zanneden ahmaklar.
Özünü kaybeden bir gençlik yetişiyor. Dil, din, örf, adet ve ahlak kavramları zamanla yok
olmaya başladı ve kısa süre içinde tamamen bitti. Kendini metropol ilan eden büyük
şehirlerde gençlerimizin hali ne yazık ki bu. Bu olaylar aklı başında olan her Türkün
canını yakar fakat asıl can alıcı olay şu ki artık Şehitlerimiz, ölümsüzlerimiz, diğer dünyadaki
neferlerimiz bile bir tartışma, bir prim konusu oldu. Televizyonlarda çıkıp 1
dakikada anlatılan ve umursanmayan onlarca Şehidimizden bahsetmiyorum.
Gülerek, televizyon kanalları izlerken herkes evinde bizim için Doğuda Şehit olan
askerlerimizi sadece duyarlı gözükmek için paylaşan insanları anlatıyorum. Bugüne
kadar sizin için kaç kişi ölümü göze aldı? Cevabının 0 olduğuna eminim. Askerlerimiz
orada biz, devletimiz, milletimiz, tarihimiz, şanımız ve topraklarımız için canını feda ederken,
bizler bir kere bile onlara bir el kaldırıp dua etme çabasında bulunmuyoruz.
Geç farkına varmak, farkına varmamaktan iyidir. Kaç kere gittiniz bir şehitliğe,
kaç kere bağırdınız bir şehidimiz için, kaç kere açtınız ellerinizi Tanrıya sizin için
canını feda eden o adamlar adına. Bu sayılar onları, yüzleri geçmeli. Şehitlik kavramı
her şeyden yücedir. Ölümsüz olduklarını unutmadan davranalım. Türkiye Devletinin
bayrağında bir damla kanı olan şehit, bizim için her gün anılması gereken insandır.
Yorumlar
Yorum Gönder