Ana içeriğe atla

Nefret Ettiğim

Hayat nefret ettiğimiz onlarca şey ile doludur. Nefret etmemize rağmen burnumuzun dibinde olan ve onlara katlanmak zorunda olduğumuz şeyler. İnsandan insana değişiklik gösteren şeyler. Bazıları için zor bir sayısal ders iken bu şey, bazı insanlar için ölüm kalım mücadelesi olabilir. Bazılarına kıtlık, felaket, aşk acısı, sorumluluklar. Benim için sensin.
Sen benim için sadece bir şey olmaktan çok ötesin. Senden hiç kimseden etmediğim kadar nefret etmek isterken hayatımda olan her şeyden daha fazla sevmekten kaçamıyorum. Sen bir şeyden öte hayatıma kazınan bir lanet gibisin. Çok kez seni gördüğüm ilk güne lanet ederken vakit geceyi bulunca o günleri tekrar yaşamak istiyorum. Bilseydim ki sonumuz böyle olacaktı, ne elini sıkardım, ne gözlerine bakardım…
Bu yazdıklarım sana, sadece sana. Herkes okuyabilecek ama sadece sen hissedeceksin. Ben bile hiçbir şey hissetmiyorum yazarken. Artık gözlerim yaşlarla dolmuyor. Yazarken kalbimin ritmi değişmiyor. Fotoğraflarına bakınca uzaklara gitmiyorum. Farkediyorum ki yavaş yavaş hayatımdan çıkarıyorum seni. Aklımdan atmaya çalışırken hata yapmışım, hala tüm kalbimin sahibi sen iken. Ama şimdi kalbimden siliyorum seni. Bir ömür mutlu olmak için. Seni, anılarımız, bana seni hatırlatan her şeyi kısaca tek çizgide silip atıyorum. Üstümden, sürekli sırtımı büken, beni kambur bırakan yükü atıyorum. Her dakika kafamda dolanan “Acaba şu an ne yapıyor?, Kiminle?, İyi mi?, Mutlu mu?” sorularını bırakıyorum buraya. Artık söz veriyorum kendime. Bir dakikam olsun seni düşünerek geçmeyecek. Sen hayatımdan gelip geçmiş olacaksın. Benim için geçmiş bile olmayacaksın. Seni hem geleceğimden, hem geçmişimden siliyorum.
Belki şimdi bir iki damla yaş sadece. Bir kağıt mendille geçecek iki damla yaş. Artık bu kadarsın benim için. Sabahlara kadar ağlayamam artık. Geceleri uykusuz kalamam senin için. Sen basit bir insansın benim gözümde. Koskoca bir melek iken, artık çiçekçilerin elindeki 5 para etmez 5 liralık bir gül. Belki bunları okurken senin de gözünden bir iki damla yaş süzülür. Umuyorum ki artık kendinden başka insanları sevmeye başlamışsındır. Hatırlıyorum ki başladın…
Yıllar önce düşündüğüm, saatlerce kurduğum hayalleri silmek en zor olanı. Senden bile daha değerli olan anılar. Gözyaşlarım bir hızlanmış olabilir. Ama biliyorum ki senin için döktüğüm son yaşlar bunlar. Bir daha ne sen, ne de başkası olmayacak. Bir daha kimseye güvenmeyeceğim, kendimden çok sevmeyeceğim, kendimden üstte tutmayacağım. Hayatımda en çok güvendiğim insan sen idin. Hiçbir zaman adını başkasının ağzına aldırmadım, hiç kimse sana bir kelime bile söyleyemedi. Ama şimdi fark ediyorum ki bunların hiçbirini hak etmemişsin. Keşke her zaman hayalimdeki gibi kalsaydın, her zaman benim seni düşündüğüm insan gibi olsaydın, hiçbir zaman senin hakkındaki gerçekleri öğrenmeseydim…
Şimdi istediğin kadar uzaklara git, eğer okuyorsan senden tek bir isteğim var. Ölümüne çare benim elim dahi olsa, lütfen o eli benden isteme. Çünkü sana verecek hiçbir şeyim kalmadı.

Kendine iyi bak...

Yorumlar

Çok okunanlar...

Henüz Ölmemişken

Henüz ölmemişken diye başladı yazısına, bir şeyler daha bırakmak istiyordu bu dünyaya. Kanser olduğunu öğrendiğinden itibaren karamsar bir halde oturup vahlanmak yerine tüm hayatı boyunca yazdığı eserlerin neredeyse iki katını yazmıştı. Yazmaya da devam ediyordu asla öleceğine inanmayan yazar. Daha yeni doğan bir bebekken başladı sancılarım diye devam etti. Haklıydı. Henüz yeni doğmuşken garip hastalıklar peşini bırakmıyor, hastane ona hapis oluyordu adeta. Geçmişine dair pek bir anı hatırlamayan yazar hastanenin her köşesini, her bakıcısını adeta ezbere biliyordu. Yattığı odayı, alamadığı nefesi, tüm dünyası olan oyuncaklarını… Yazar devam etti. Böyle gelip geçti seneler, ben dünyadan habersiz. Bağlamışlar her yerime kabloları, kelepçe gibi fakat hayatta kalmayı istediğimden şüpheliyim diyordu. O zamanlardan gördüğünü hissediyordu acıyı. Her seferinde ziyaretine gelen dedesinin ağlamalarından anlamıştı çok yaşamayacağını. Buna rağmen inat ettim ya, etmez olaydım. Şimdiye kadar bir şe

Son Bir Şiir

Sevgilim, sevgim, sevincim, sevdiğim… Tüm gece ciğerlerime dolar gibi sıkışıyor göğsüm. Fabrika bacalarından çıkan tüm dumanları soluyorum sanki. O siyah renkli, içinde şimşekler kaçan bulutlar gitmiyor başımdan. Bir saniye olsun rahat nefes alamaz oldum artık. Her an ciğerlerimde bir ağrı, kalbimde bir sızı. Ölüp bırakmak istiyorum her şeyi. Diğer dünyadan benim için üzülecek bir kaç insanı izlemek istiyorum. Zor geliyorken sensiz yaşamak, seninle yaşamaktan da nefret ediyorum. Canımı yakıyorken seni sevmek, bir yanım senden hala vazgeçemiyor. Ne kadar kızsam da kendime bir faydasını görmedim henüz. Senden kaçıp kurtulmak istiyorum artık. Canımı yakmana izin veremem, vermemeliyim. Bundan çok sıkıldım biliyor musun? Sürekli kafamın içinde olmandan bıktım. Ben seni sevmiyorum. Artık sevmiyorum. Lütfen git artık. Bir hafıza kaybı yaşamayı bile göze alıyorum seni nasıl sevdiğimi, beni nasıl sevdiğini, sana olan aşkımı unutmak için. Her geçen gün artan bu yorgunluk ve bitkinlik senin

Kirli Sokaklar

"Sokakta parçalanmaya mahkum bırakılmış birkaç hayat." Bunları yazmayı ben istemedim, bunları yazmaya beni Sokaklar zorladı. Bugün 14 Şubat 2021; Adım Jeff, Bugün 21 yaşındayım. Ölümümün üzerinden 3 sene geçti, cesedim hala soğuk sularda. Artık eskisi gibi mülteciler gelmiyor yanıma. Onları buldunuz, BENİ DE BULUN. Bugün 18 Kasım 2017; Bir hayalim daha yeşeremeden soldu günlük. Bu hayal bir futbol maçı veya başlayamayan bir aşk değil, bu hayatım olmasını istediğim müzik. Daha yeni başlamışken uğraşmaya bir araba kazasında bütün hayallerimin bitebileceği aklıma gelmemişti. Belki bir ilki başarabilirim ama bu işi dilsiz olarak yapmak olanaksız görünüyor. Babamı kazada kaybettikten sonra annemin yanına gittim. İlk defa onu bu kadar mutlu görmüştüm. Benim gelmeme miydi bu sevince yoksa babamın gitmesine mi anlayamamakla beraber hızlıca odama taşındım. Alışmamın zor olacağı şeyler belliydi, yeni bir okul, yeni bir hayat, yeni bir düzen ama alışmaktan asla