Kör bıçakların sızıları ruhumu süslüyor. Cehalet dört yanımızı sarmış ülkemizi besliyor. Dört tarafımız zulüm, tek kurtuluş ölüm oluyor. Bir kadın doğuruyor, bir kadını öldürüyor. Ve bunu insan evladı yalnızca izliyor. Yalnızca bir sıfat oluyor medya durup bunu yuhalıyor. Çok sürmüyor unutuluyor. Bu listeye bir isim daha ekleniyor. Bir kadın seviliyor plastik saçlı, bir toplum duraksamadan bunu yuhalıyor. Bir gök kuşağı doğuyor, karanlık seriliyor. Coğrafya kaderdir buralarda özgürleşemezsin deniliyor. Ölü bedenler doğuyor, emsalsiz köprülerimizde. Kimse bu cinayeti üstlenmiyor. Kin kusuluyor, henüz kendini bulmuş bireylere. Önce yasaklar öğretiliyor. Sonra kendi doğrularıyla eğitiliyor. Ağaç yaş iken eğilmiyor kuruyor buralarda. Bu coğrafyada düşünmek suç olduğundan sanırım, herkes deliyi oynuyor. Duymak, görmek suç sayılıyor bir toplum iyice sağır ve dilsiz oluyor. Ruhlarımız çalınıyor, vicdanımız satılıyor. Bedeli bazen kömür, bazen makarna oluyor. Üstelik bunlarda kolay yoldan
23 yaşında bir ölünün kaleminden çıkan amatör yazılar.